Does ONLİNE TERAPİ
Online terapi, terapist ve danışanın uzak mesafelerde yaşaması, danışanın Devamını oku
Gündelik hayatta da kolayca karşılaşabileceğimiz bir takım olumsuz ruh halleri yaşam kalitemizi olumsuz yönde etkileyebilir. Bu gibi sorunlar da bireysel terapi desteği ile çözüme ulaştırılabilir. Bireysel terapi de çalışılan sorunlara örnek olarak; depresyon, kaygılar ve korkular, öz güven eksikliği, geçmiş olumsuz yaşantılar, mutsuzluk, uykusuzluk, performans kaygısı, panik atak, insan ilişkilerinde problem yaşama gibi konular gösterilebilir. Bu sürecin uzunluğu danışanın yaşadığı sıkıntılar ve ihtiyacına göre belirlenir.
Bilişsel davranışçı terapi sıkıntı yaratan belirtileri hedef alan, sıkıntıyı azaltmayı, düşünce biçimlerini yeniden gözden geçirmeyi ve sorun çözmede yardımcı olacak yeni stratejiler öğretmeyi amaçlayan etkililiğini araştırmalarla gösterilmiş bir psikoterapi türüdür.
Bilişsel davranışçı terapilerde terapist ve danışan birlikte danışanın sorunu hakkında ortak bir fikir edinerek sorunu birlikte anlamaya, mevcut sorunun danışanın düşünce, duygu ve davranışlarını ve gün içindeki işlevlerini nasıl etkilediğini belirlemeye çalışırlar.
Türkçe açılımıyla Göz Hareketleriyle Duyarsızlaştırma ve Yeniden İşleme, güçlü bir psikoterapi yaklaşımıdır.
Dr. Shapiro bu etkiyi travmaya (Savaş,doğal afetler,taciz,tecavüz, rahatsız eden yaşam deneyimleri, fobi, panik atak, yas, çocukluk travmaları ,kronik ağrı, duygusal) maruz kalmış kişiler üzerinde bilimsel olarak inceledi ve tedavide sağlanan başarıyı gösteren çalışmasını yayınladı. Bu çalışmadan aşağıdaki sonuçlara ulaşılmıştır.
EMDR terapi göz hareketlerinin, rahatsız edici düşüncelerin etkisini azaltabildiği teorisine dayanır.
Beyin, her yeni deneyimle birlikte kendisine ulaşan duygu, düşünce, ses, koku gibi bilgi kaynaklarını işler ve öğrenme için işlevsel hale getirir. Bu sistem sağlıklı çalıştığı zaman öğrenme gerçekleşir.
Travmatik ve olumsuz olaylar bu bilgi işleme sisteminde bozulmaya sebep olur. Dolayısıyla yeni bilgiler işlenemez, işlevsel bilgi ortaya çıkmaz ve öğrenme gerçekleşemez.
İşlenmeyen bilgiler, oldukları hali ile depolanır. Böylelikle kişi izole kalmış anıları tetiklendiğinde, sanki o anıyı tekrar yaşıyormuş gibi etkilenir. EMDR terapisi, bu izole kalmış ve işlenmemiş anıları , olumsuz duygu ve davranışların temeli olarak görür.
İşlenmeyen anılar, geçmişte yaşanan büyük kazalar, savaş, kayıplar vb. olabildiği gibi çocukluk döneminden kalan travmalar veya günlük hayatta yaşanılan olumsuzluklar da olabilir.
EMDR therapy, beynin bozulmuş olan mekanizmasının tekrardan çalışmasını, izole olmuş, işlenmemiş anının işlenmesini sağlar. Böylelikle öğrenme gerçekleşir ve anının kişi üzerindeki travmatik etkisi azalır.
EMDR’ye (Adaptif Bilgi İşleme Modeline) göre beyin, fizyolojik temelli bir sistemle, her yeni deneyim aracılığı ile kendisine ulaşan bilgiyi işler ve işlevsel hale getirir. Duygu, düşünce, duyum, imge, ses, koku gibi bilgilerin işlenip ilişkili anı ağlarına bağlanarak bütünleşir. Böylece yaşanılan deneyimle ilgili öğrenme gerçekleşir. Edindiğimiz bilgiler gelecekte tepkilerimizi uygun bir şekilde yönlendirmek üzere depolanmış olur.
Bu sistem normal çalıştığında ruh sağlığını ve insan gelişimini öğrenme yoluyla desteklediği için adaptif, uyumlu bir mekanizma olarak kabul edilir.
İnsan hayatında yaşadığı doğal afetler, kazalar, kayıplar, savaş, taciz, tecavüz gibi önemli travmaların yanı sıra, başta çocukluk çağı olmak üzere her yaşta yaşanan ve etkisi travmatik olan her tür yaşantı; günlük hayatta yaşanan olumsuz olaylar, şiddete maruz kalmada uygulanabilir.
Göz Hareketleriyle Duyarsızlaştırma ve Yeniden İşleme terapisi hastalara yeni bakış açısının kazandırdığı pozitif inançlar ve olumlu duygular ile kişinin kendisine, ilişkilerine, dünyaya bakışını da olumlu yönde geliştirip kişisel gelişim sağlar.
EMDR terapisi tüm dünyada kabul gören ve yaygın olarak kullanılan bir yöntemdir. Dünya üzerinde EMDR’nin etkinliğini kabul eden uluslararası sağlık kuruluşlarından en önemlileri aşağıdaki gibi sıralanabilir:
Bu model problemin kendisinden çok, çözüme odaklanan sistematik bir yaklaşım sunar. Danışanın güçlü yönleri üzerine yoğunlaşır. Çözüm, danışanın kendinden kaynak alır, bu durum danışanın öz güveni üstünde de olumlu bir etki yaratır. Kişinin şu ana kadar hiç denemediği ve yapamadığı ile değil, geçmişteki başarıları ile ilgilenir. Danışan sorunların daha baş edilebilir olduğu dönemleri hatırlamak konusunda cesaretlendirilir. Var olan sorunu ortadan kaldırmayı amaçlamak yerine olumlu olanları yaratmayı ve çoğaltmayı hedefler.
Şema Terapi, Jeffrey Young tarafından geliştirilmiş bir teori ve terapi yöntemidir. Şemalar, bizi etkileyen uyaranın ne olduğunun anlaşılması için çocukluk döneminde oluşturulmuş zihinsel yapılardır. Bebeklikten başlayarak gelişir ve yaşam boyu sürerler. Şema Terapinin amacı, kişiye ait patoloji üreten şemaların ne olduğunun kişi tarafından farkına varılmasını sağlamak ve bilişsel ve yaşantısal teknikler yardımıyla kişinin başa çıkma stratejilerini geliştirmektir.